top of page
  • Yazarın fotoğrafıAdmin

Sosyal Paylaşımlar Televizyonu Geçti mi?

İnsanlık tarihi boyunca, yeni iletişim teknolojileri kültür üzerinde her zaman önemli bir etkiye sahip olmuştur. Kaçınılmaz surette, ilk evrelerinde bu tür gelişmelerin etkileri çok fazla anlaşılamamıştır. Platon, yazının ve okumanın (icadının) yarattığı tehlikeler hakkında uyarıda bulunmak için Sokrates’in ifadelerini kullanmıştı.



Phaedrus ya da Güzellik Üzerine diyalogunda Platon, yazının insanlık dışı olduğunu ilan etmiş ve zihni zayıflatarak insanların hafızasını yok ettiğini belirtmişti. Aynı zamanda matbaanın icadı da, Avrupa kültürü, toplumsal düzen ve ahlak için bir tehdit olarak algılanmıştı: “Kitapları basmak gibi sapkın bir aşırılık uygulanmaya başladığından beri kilise son derece zarar gördü.” diye hayıflanmıştı İspanyol Engizisyonun büyük destekçilerinden Francisco Penna. Benzer endişeler de elektronik medyanın yükselişinin ardından ortaya atılmıştır -televizyon genelde kamusal yaşamda aşındırıcı bir etki olarak temsil edilmiştir.


Grafik, 2012-2016 yılları arasında internet kullanıcılarının sosyal paylaşım ve mesajlaşma harcadıkları zamanı giderek artıyor. Buna karşılık, TV'ye ayrılan zaman 2015'ten hafif bir düşüşle nispeten istikrarlı bir seviyede kaldı. Bu grafik, her geçen yıl 16-24'lerin zamanlanmış TV programlarını izlemek yerine sosyal paylaşım ağının büyük bir bölümünü harcadığını gösteriyor.


Televizyon izlemek hâlâ baskın bir etkinlik olsa da, veriler bu kalıplar devam ederse, sosyal paylaşım ağının sonunda TV'yi devralacağını ortaya koyuyor.


İnternet ve sosyal medyanın bir diğer avantajı da, insanların en sevdikleri programları ya da dizileri kaçırma endişesi yaşamadan internet bağlantısına ulaşılabilen her yerde eş zamanlı olarak izleyebiliyor, kaydedebiliyor ya da televizyondan yayınlanmasından kısa bir zaman sonra yine  çevrimiçi olarak izleyebiliyor olmasıdır.


Bununla birlikte, birçok televizyon şebekesi artık kullanıcıların yayın yapmadan önce kendi TV sağlayıcısından giriş yapmalarını gerektiriyor. Bu, ağlar ve kablo sağlayıcıları için yeni bir alan ve içerik dağıtımı kuralları hala tartışılıyor. Geleneksel olarak kablo TV, FCC ya da BTK gibi devlet kurumları tarafından belli şirketlerin pazardaki tekeller haline gelmesini önlemek için her zaman düzenlenmiştir.


Bu, yayıncıların kablo sinyalleri taşımak ve içeriği dağıtmak için gereken hakları ödemesi gerektiği anlamına gelir. Bununla birlikte, bu eylemler internet akış teknolojilerinden önce oluşturuldu ve o zamandan beri Netflix ve Aereo gibi yeni iş modellerinin ortaya çıkmasıyla sorgulanmaya başlandı.


Sosyal medyanın insan beyni üzerindeki etkileri ile ilgili kaygılar, hackerlar ve tacizcilerin internet trollerinin, kimlik hırsızlığının, kimlik avı dolandırıcılıklarının, truva atlarının, virüslerin ve solucanların varlığı göz önüne alındığında son derece mantıklıdır. İnternet, günümüzde daha geniş toplumsal ve kültürel endişelerin iletildiği bir metafor işlevi görüyor. Bu yüzden eleştirilerin çoğunda çevrimdışı kültür üzerindeki etkisi olumsuz olarak addediliyor.



4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page